Endüstride Bilişim Çözümlerinin Kaynağı: SAP

Teknoloji devriminin merkezinde yer alan kurumsal bir yazılım lideri olan, karmaşıklığın olumsuz etkileriyle mücadele eden, modüler olarak büyüyebilen ve şirketlere yeni fırsatlar ve rekabet ortamını koruma açısından faydalar sağlayan SAP’nin tarihçesi, modülleri ve endüstri 4.0 ile arasındaki ilişkiyi sizler için inceledik.

15

SAP’nin Tarihçesi

SAP, 1970 yıllarında IBM'den ayrılan 5 kişinin oluşturduğu, merkezi Almanya’da bulunan bir yazılım şirketidir. İlk kurulduğu yıllarda, şirketlerin finans bölümünün bilgisayar ortamına dökülmesi üzerine çalışmışlardır. Daha sonralarda bu programı geliştirerek muhasebe içeren bir çözüm sunarak isimlerini yavaş yavaş herkese duyurmaya başlamışlardır.

1973 yılında ilk yazılımları olan RF’yi tamamlamışlardır ve bu yazılımı 40 şirkete satarak çalışan sayılarını 25’e kadar yükseltmişlerdir. 1977 yılında ise SAP’ın ilk modülü olan SD’yi aktifleştirip kendi server'ları ile hizmet vermeye başlamışlardır. İlk tanıtımlarını CEBIT fuarında yaptılar ve hızla büyümeye devam ettiler ve günümüzde dünya çapında bir yazılım şirketi olmayı başarmışlardır.

 

SAP Modülleri

Yukarıda da yazıldığı gibi SAP, şirketlerin ihtiyaçlarını karşılamak üzere yazılımlar üreten bir şirkettir. Hal böyle olunca da geçmişten günümüze şirketler büyüdükçe ihtiyaçları da artmıştır. Şirketlerin ihtiyaçları arttıkça da SAP’ın şirketler için yazdığı modüller de artmıştır. Aşağıda SAP şirketinin çıkarttığı başlıca modülleri inceleyeceğiz.

Bir şirkette en önemli birimlerden biri “İnsan Kaynakları” dır.  İşçilerin izinleri, maaşları, tazminatları, işten ayrılmaları, sigortaları, yeni işe alımları, iş ilanları gibi birçok şeyin takibi bu birim tarafından kontrol edilmektedir. Böyle büyük bir iş yoğunluğu için de bir yazılıma ihtiyaç duyulmuştur. İşte burada devreye SAP HR modülü girmiştir. İngilizce “Human Resources” kelimelerinin baş harfinden oluşan bu modül şirketlerin “İnsan Kaynakları” departmanı için yazılmıştır. Bu modül tek başına kullanıldığı gibi diğer modüllerle birlikte de kullanılabilmektedir. 

 

Bir şirkette en önemli birimlerden biri de satış birimidir. Satış ile ilgili tüm muhasebe, fatura, iade, irsaliye gibi işler için de SAP ayrıca bir modül geliştirdi ve buna SAP SD adını verdi. İngilizce “Sales and Distribution” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu modül şirketlerin “Satış ve Dağıtım” departmanı için yazılmıştır.

Şuana kadar bir şirketin insan kaynakları ve satış birimlerinin modüllerini anlattığımız SAP, bir şirkette ihtiyaç olabilecek başka modüller de çıkarmaya devam etti. Bir şirketin büyümesini sağlayan en önemli etkenlerden biri de planlamadır. Proje, üretim, ham madde alımı, ek iş gücü, karlılık analizi, maliyet analizi gibi birçok planlama konusuyla ilgili iki tane modül çıkartmışlardır. Bunlar SAP PP, SAP PM modülleridir. İngilizce “Production Planning” ve “Plant Maintenance” kelimelerinin baş harflerini kullanan bu modüller, şirketlerin “Üretim Planlama” bölümleri için yazılmıştır.

 

Şirket dediğimiz kavram kar etmeyi amaçlayan bir kuruluş olduğundan şirketin üretim kalitesi, müşteri memnuniyeti, üretimde yapılan hatalar vs. gibi konularını takip ettiği “Kalite” departmanı için de ayrı bir yazılım geliştirilerek ismi SAP QM olmuştur. İngilizce “Quality Management” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu modül şirketlerin kalite yönetimi için çözümler sunmaktadır.

Şirketteki en önemli birimlerinden birisi de depo ve malzeme yönetimidir. İngilizce “Material Management” kelimelerinin baş harflerinden alan SAP MM, malzeme yönetim modülüdür. Malzeme kodları ve bu kodlarla ilişkili tüm bilgilerin yer aldığı modüldür. Üretim yapan veya stoklu malzeme takibi yapan işletmelerde kullanılır. Malzemelerin sistemde açılması ve ürün ağacı tanımları bu modüldedir.

 

Bu modüllerin yanı sıra bir çok modül bulunmaktadır. Kısaca aşağıda tanımlarını yaparsak:

► SAP CO: İngilizce “Controlling” kelimesinin baş harflerinden oluşan bu modül, Maliyet muhasebesi ve kontrol modülüdür. Şirketin karlılık analizlerinin çıkarılarak hangi alanların daha karlı hangi alanların ise maliyetli olduğunun tespitini sağlar. Bu yüzden şirketler için oldukça önemli bir bölümdür. İyi bir CO modül uzmanının SD, MM, PP, FI modüllerinde de bilgi sahibi olması gerekmektedir.

► SAP FI: İngilizce “Financial Accounting” kelimesinin baş harflerinden oluşan bu modül, bir işletmenin tüm mali, muhasebe ihtiyaçlarını karşılamayı amaçlar. Finans Yöneticileri gerçek zamanlı mali durumların izlenmesini FI modülünü kullanarak sağlamaktadırlar. FI modülü niteliği gereği MM, PP, SD, PM ve PS modülleri ile entegre çalışmalıdır.

► SAP WM: İngilizce “Warehouse Management” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu modül, depo yönetim modülüdür.

► SAP BW: İngilizce “Business Warehouse” kelimelerinin baş harflerinden oluşan bu modül, işletmelerin verilerini işleyerek bilgiye dönüştürmelerinde yardımcı bir araçtır. Farklı bilgi sağlayıcılarla entegre bir şekilde çalışabilen BW ile veriler depolanır, hızlı ve etkin bir şekilde aranılan kriterdeki verilere ulaşılır ve analizler yapılır. SAP ECC BI çözümünün temel bileşeni olan BW ile işletmelerin karar süreçleri kolaylıkla hızlandırılır.

 

SAP ve Endüstri 4.0 İlişkisi

Çoğunlukla bütün Endüstri 4.0 metinlerinde “Nesnelerin İnterneti (IoT)” konusuna odaklanan SAP, üretim tesisleri ve ürünler/bileşenler birbirlerine bağlanıp karşılıklı iletişim kurarak tamamıyla esnek bir üretim ve dağıtım ortamı yaratmayı hedeflemektedir. Bu gerekli bir bağlantı olmakla birlikte yeterli değildir. Bağlantı ve işbirliğinin, kullanıcı deneyimini de kapsaması gerekiyor. Dolayısıyla “bağlantı” kavramı sadece bileşenlerle değil, tedarik zincirinin tamamını tetikleyen kullanıcı deneyimleriyle de ilişkili. Son kullanıcılardan geri bildirim almak ve sadece tedarikçilere değil, ilgili tüm taraflara anında katma değer sağlamak önemli olmaktadır.

Bağlantılı otomobil lastikleri, iyi bir örnek olabilir. Lastiklerin değişim zamanı geldiğinde servise uyarı veren ya da lastik aşınmasını en aza indirecek şekilde araba kullanma konusunda sürücüye önerilerde bulunan lastikler olduğunu bir düşünün. Aynı şekilde bir kafede bağlantılı bir içecek musluğu kullanılsa, bu musluk tüketim konusunda bilgi verebilir. Günlük tüketim miktarını gösterebilir, gün içindeki tüketim modellerini algılayabilir, buna göre fiyat ve promosyon önerilerinde bulunabilir, müşterilerin içecek tercihlerine göre tavsiyeler verebilir. Kısacası, “toplu üretimden toplu kişiselleştirmeye” geçebilir.

 

Bütün bunların yapılabilmesi için de ağ sisteminin daha akıllı olması gerekiyor. Bu bağlamda en yeni sistemler ise “kendi kendine öğrenme” (self learning) ve “derin öğrenme” (deep learning). Derin öğrenmenin en büyüleyici yanı, insan beyninin çalışma sistemini modellemeye çalışmasıdır. Burada kritik unsur ise öğrenme becerisi kazandırmaktır.

Örneğin, hastane sistemleri hasta bilgilerinden, farklı klinik yöntemlerin başarısından, farklı hastanelerde yapılan klinik deneylerden yola çıkarak, yani öğrendiklerine dayanarak hekimlere anında önerilerde bulunabilir.

Bir telekomünikasyon operatörü, şebeke servislerinin geçmiş performansına ve müşteri sayısındaki dalgalanmalara bakarak bilgi edinip müşteri memnuniyetsizliğini en aza indirmek için önleyici senaryolar oluşturabilir.

SAP şirketi, işte bütün bu ihtiyaçları karşılayan bir platformu SAP HANA ismiyle Hannover fuarında gösterime çıkardı.

 

Kaynak: sap.com, news.sap.com, sapforum.tv

 

Yazar: Burcu Yelis / Volkan İtfaiye Elektronik Tasarım ve Yazılım Mühendisi